Önem verilen sektörlerden biri de otomotiv sektörüydü. Ancak yabancı ortaklar olmadan harekete geçmek mümkün değildi. Ford firmasının işin içine girmesiyle serüven başladı; ilk otomobil-montaj hattı İstanbul serbest bölgesinde kuruldu. Ancak dışa bağımlı olan bu girişim Amerika Birleşik Devletleri'ndeki büyük ekonomik buhran sebebiyle kısa sürdü.
1950'li yılların ortasında yine yabancı sermaye destekli otomobil, kamyonet ve kamyon gibi üretim tesisleri kuruldu. Çalışanların çoğu yabancı uyrukluydu. 1958'de İstanbul Şişli'de Türk girişimcilerimiz yerli otomobil üretmek heyecanı ile küçük bir atölye açtılar. Burada Nobel 200 adında 3 tekerlekli küçük ama yerli otomobil üretildi. Maalesef girişim sınırlı kaldı.
Türkiye yerli otomobil üretmek arzusundaydı. 1961 yılı dönüm noktalarından biriydi. Dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, ilk yerli otomobilin tanıtımının 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına yetiştirilmesi emrini verdi. Üretim merkezi Eskişehir Demiryolu Fabrikasıydı. Zaman sınırlıydı. Türk mühendisleri ve işçileri gece gündüz demeden çalıştı.
Yaklaşık 4 buçuk ayda tamamen yerli sermaye ve Türk mühendisliğinin ürünü olan otomobil hazırdı. Adı Devrim oldu. Türkiye'nin İlk Otomobili Devrim
Devrim yolda kaldı
Ancak Cumhuriyet Bayramı töreninde bir talihsizlik yaşandı. Devrim bir süre yol aldıktan sonra benzini bitti ve durdu. Dönemin Cumhurbaşkanı Gürsel "Garp kafasıyla otomobil yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk" dedi.
Cumhurbaşkanı o gün alanda bulunan Devrim 2 adlı diğer yerli otomobille geçit törenine katılsa da gündemde hep benzini biten Devrim kaldı. Yani kendi ürettiğimiz aracı kendi elimizle kötü lanse edip medyaya servis edilmesine neden olduk. Bu nedenle bu olay yerli otomobile karşı olumsuz propaganda aracı olarak kullanıldı. Yerli otomobile bakış olumsuz oldu. Devrim'den sadece 4 adet üretildi ve yerli otomobil girişimi bu talihsiz tanıtım sebebiyle sona erdi.
OYAK bünyesinde kurulan Türk Otomotiv Endüstrileri de yerli üretim için hevesliydi. Yabancı firmalarla işbirliği girişimleri yapıldı; ancak “Zafer” ismiyle planlanan yerli otomobil projesinden daha sonra vazgeçildi.
Türk Otomotiv Sanayi 1967 yılında Anadol isimli markasının yabancı ortaklıkla seri üretime geçmesiyle başka bir döneme geçti.
O tarihten itibaren dünyanın önde gelen otomobil markaları ülkemiz ile birçok ortaklıklar kurdu. Türkiye, otomotiv endüstrisinde kendini kanıtladı. Kaliteli iş gücü ve araç sevkiyatı için uygun konum olması tercih nedeni oldu. Ancak “Devrim” gibi yerli ve milli otomobil üretimi hep hayal olarak kaldı.
Bu adım için ilk harekete geçen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı oldu. 2015 tarihinden TÜBİTAK öncülüğünde, yerli otomobil geliştirme çalışmaları başladı. İki yıl sonra yerli sanayicilerden oluşan şirketler birliği kuruldu. Anadolu Grubu, Kıraça Holding, BMC, Turkcell ve Zorlu Holding işbirliği protokolü imzaladı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği de şirkete ortak olanlardan.
Yerli otomobil hayali gerçeğe dönüştü
2018 tarihinde Türkiye'nin yerli otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret A.Ş. ismi ile şirket kuruldu. Yönetim başına Mehmet Gürcan Karakaş getirildi. Çalışmalar Gebze de bulunan Bilişim Vadisi'ne taşındı. Vatandaşlarla çeşitli anketler yapıldı, araç modelleri tasarlandı. Sonunda elektrikli yerli otomobilin prototipi tamamlandı ve 100 yıllık serüvende mutlu sona gelinmiş olundu.
2018’de Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret A.Ş. ismiyle şirket kuruldu. Yönetimine Mehmet Gürcan Karakaş getirildi. Çalışmalar Gebze'deki Bilişim Vadisi'ne taşındı. Vatandaşlarla da anketler yapıldı, araç modelleri belirlendi. Nihayet elektrikli yerli otomobilin prototipi tamamlandı ve 100 yıllık serüvende mutlu sona gelindi.
Sitemizin kullanışını iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Devam etmekle çerez kullanımını onaylamaktasınız.