COVID-19 (Koronavirüsü) ve sokağa çıkma kısıtlamalarına yönelik bilgi için tıklayınız.

Tahviller ve Hisse Senetleri Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Tahviller ve Hisse Senetleri Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Finans dünyası farklı tercihlere ve önceliklere sahip yatırımcılara hitap edebilecek çok sayıda yatırım aracına sahiptir. Bu yatırım araçlarından en önemli iki tanesi de tahviller ve hisse senetleridir. Bu finansal varlıklar farklı sermaye yapısına ve maliyetine sahiptirler. Finansal piyasaların en sık kullanılan iki yatırım aracını karşılaştırmalı olarak inceleyelim.

1) Ortaklık

Firmalara ait hisse senetleri, söz konusu firmanın mülkiyetini yani ona sahip olanlar için ortaklığı temsil etmektedir. Bu hisse senetlerine sahip olmak şirketin ortaklarına birtakım imtiyazlar sağlar. Hisse senetlerinin elinde bulunduranlara sağladıkları en önemli imtiyaz yönetim kurulu seçiminde söz hakkıdır. Bir firmanın yönetim kurulunu belirleyen ortaklar dolaylı yoldan da olsa söz konusu şirketin yönetiminde söz hakkına sahip olurlar. Neticede oy kullanılması gerekmeyen en temel operasyonel süreçleri dahi etkilemiş olurlar.

Tüm bunlara karşın şirketlerin borçları mülkiyet hakkı kapsamında değildir. Aksi halde alacaklılar arasında bir çıkar çatışması meydana gelebilir. Yani şirketin yöneticileri borçluların çıkarlarına ters olsa da hissedarların menfaatlerine uygun düşen kararlar alabilirlerdi. Mesela temerrüde düşmek üzere olan bir firmanın yönetim kurulu negatif değeri olsa dahi yüksek risk unsuru barındıran projelere yatırım yapmaya devam edebilir ya da temettü dağıtabilirdi.

İşte bu gibi durumlarda devreye tahvil sahipleri giriyor. Tahvil sahipleri temerrüde düşmek üzere olan bu şirketlerin yönetim kurulunun kendi menfaatleri aleyhinde gerçekleştirebilecekleri eylemlerini kısıtlayabilmek adına yeni sermaye yatırımlarına ya da ek borçlara kısıtlamalar getirecek sözleşmeler imzalayabilir.

2) Vergi ve Risk

Borç faizi şirketlere bir vergi kalkanı sağlamaktadır. Çünkü borç faizleri vergiden düşebilir bir maliyet türüdür. Yani şirketlerin faiz giderleri ne kadar yüksek olursa ödenecek vergi miktarı da bir o kadar azalacaktır. Neticede sermaye maliyeti de düşmüş olacaktır.

Buna karşın şirketlerin hissedarlarına ödedikleri temettülerin vergiden düşülmeleri söz konusu değildir. Dolayısıyla çoğu şirket yönetimi vergi yükünü azaltmak adına öz kaynak yerine borç sahibi olmayı tercih etmektedir.

Bu noktada yeni hisse senedi ihraçları şirketin mevcut hissedarlarının mülkiyetlerinin seyreltilmesi anlamına gelecektir. Dolayısıyla hissedarlar da yeni hisse senedi çıkartmaktansa tekrardan borç kullanmayı tercih edecektir. Mevcut hissedarların borçlanma yönünde karar vermelerinin altında yatan bir sebep daha bulunmaktadır. Çünkü hissedarlar yeni ihraç edilecek hisseleri halka arz edilmelerinden hemen önce satın alabilme olanağına sahiptirler. Bu yöntem aslında hissedarların ortaklık yapılarını muhafaza edebilmelerine olanak tanımaktadır. Fakat hissedarlar kimi durumlarda bu seçenekten faydalanmalarını sağlayacak finansal fonlara sahip olmayabilirler.

Bu aşamaya kadar borçlanmanın şirketler açısından avantajlarından bahsettik. Fakat borçlanmanın gereğinden fazla olması firmanın mali gücünü zayıflatır. Neticede şirket iflas bayrağını da çekebilir. Borçlu şirket önceden planlanmış faiz ödemelerini de anapara ödemesini de kullandıkları kredinin vadesinde gerçekleştirmelidir. Aksi taktirde alacaklılar söz konusu firmanın tasfiyesini talep etme hakkına sahip olacaktır. Şirket bu durumdayken borç yükünü daha da artırmak finansal başarısızlık olasılığını da bir hayli artıracaktır.

3) Risk ve Getiri

Hisse senetleri ile kıyaslandıklarında tahviller daha düşük risk düzeyine sahiptirler. Neticede tahvilleri daha muhafazakar yatırım araçları olarak nitelendirmek doğru olacaktır. Bu duruma sebep olan en önemli faktörlerin başında tahvillerin sabit faiz ödemelerine sahip olmaları yer almaktadır. Yani tahvilleri elinde tutanlar vadesinde sağlayacakları getiriyi net olarak bilmektedirler. Tahvillerin hisse senetlerine kıyasla daha az riskli olmalarının bir diğer sebebi ise firmanın iflas etmesi halinde tahvil sahiplerinin varlıklarını hissedarlar nezdinde talep etme hakkına sahip olmalarıdır. Neticede söz konusu şirket tasfiye edilse bile tahvil sahipleri yatırımlarının belirli bir kısmını kurtarabilme şansına sahip olacaktır.


01
Finansal Piyasaları Tahmin Edebilmek Mümkün mü?

Oku
Alman Otomotiv Devi Mercedes Benz’in Tarihi

Oku
Motor Yazılım Modifikasyonu Nedir?

Oku
Ara

Sitemizin kullanışını iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Devam etmekle çerez kullanımını onaylamaktasınız.

Kabul Ediyorum
Whatsapp phone